Cuma, Haziran 26

iğrendiğim takıntım.

sen eskisin. çok eksilerde fosillenmiş bir karakter.
ama söylemeden geçemeyeceğim.
ilk kez şubatta hissettim nefesini
ilk kez mayısta dokundum bedenine.
dudakların...
hep uzak kaldılar bana. yaklaşsalardı orda olacaktım ancak
çekindim yaklaşmaya. sanki iğrenirmişim gibi.

şimdiler de. dudaklarından iğreniyorum
gözlerinden, nefesinden.
duruşundan iğreniyorum ilginç bir şekilde.
taptığım bedenin çürümüş, bi başka olmuş.

cidden benim olayım farklıydı.
seni sevmiyordum, senden hoşlanmıyordum bile.
ama takıntımdın sen benim.
sadece seni, bedenini istemiştim.
şimdi kendimden bile iğreniyorum.
toz pembe hayallerimden, düşüncelerimden.
sana adadığım her şeyimden iğreniyorum.
bedenimden iğreniyorum artık.
sen her ne kadar benden bişey istemesen de
herşeye vardım ben senle. hoşlanmıyordum bile ama
sen benim takıntımdın.

ve itiraf etmeliyim ki
sana çok yalanlar söyledim.
senin nefesini hissettiğim günlerin akşamları
başka bedenlerle meşke daldım güzelim.
başka aşklar istedim. seni bırakacaktım
ama sen benim takıntımdın.
"senden iğrenmeme rağmen hala bi şansın var
her türlü seninim"
demek isterdim ancak
şu son zamanlarda bedenimi başkasına adadım.

teşekkür ederim kendinden iğrendirdiğin için.
hoşçakal takıntım. artık çevremde bile olamazsın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder